" dediği K.AYDIN' ın "Harikadırlar Noyan’ın Lüleburgaz’a çıktı kurası" "Yok daha gitmediler bugün Kayseride tank fabrikasını gezmeye götürmüşler onları" dediği, Y.E’ nin "O zaman Lüleburgaz tankçı birliğinde öyle mi onlar" dediği K.AYDIN' ın "Tankçı tabi o diğer pilot teğmen helikopter pilot daha çekmedi o eylülde çekecek … Şüpheli Hamza DEMİR’in emniyette alnan ifadesinde özetle; Kemal AYDIN’ ı geçmişi ülkücü olması nedeni yaklaşık 10-15 senedir tanıdığını, samimiyeti olduğunu, kendisi ile yüz yüze ve telefonla görüşmeleri olduğunu, bu görüşmelerde hal hatır sorduğunu, bunun dışında başka bir ilişki olmadığını, bu şahsın ne iş yaptığını bilmediğini beyan etmiştir. Şüpheli Mehmet Ali ÇELEBİ’ nin savcılıkta alınan ifadesinde özetle; Askeri liseyi İzmir'de okuduğunu, 4 yıl Ankara'da Kara Harp Okulunda okuduğunu, sadece Neriman ve Şüpheli Kemal Aydın'ı tanıdığını, Şüpheli Kemal Aydın'ı devre arkadaşı Noyan Çalıkuşu’nun bir seminerde tanıyıp fikirlerini çok beğenerek daha sonra kendisini de tanıştırdığını, 3 yıldır kendileri ile tanıştıklarını, zaman zaman onlarda kaldığını, Kemal ve Neriman Aydın'ın Veli Küçük ve Ergenekon ile bağlantılı olduğunu bilmediğini, Kemal ve Neriman Aydın’ın Genelkurmay Başkanlığı nezdinde hatırlı ve itibarlı şahıslar olduklarını, bu şahıslarla görüşmelerini Genelkurmay Başkanlığının bilmemesi ve askeri istihbaratın kendilerini uyarmamasının mümkün olmadığını, kendilerinin Genelkurmay ile yazışma yaptığını tahmin ettiğini, ancak herhangi bir yazı yazdıklarını da görmediğini, Şüpheli Kemal Aydın’ın kendilerine devletin onlarla görüştüğünü bildiğini ve bilmemesinin mümkün olmadığını söylediğini, üç yıldır kendisi ile görüşmelerine rağmen askeri istihbaratın uyarmadığı için kendisine güvendiklerini beyan etmiştir.
13/1 maddesine uyan izinsiz silah taşımak, TCK 151/1, 152/l-a-2-a maddelerine uyan özel ve kamu malına zarar vermek ve TCK 220/7 maddesine uyan örgüte yardım suçlarından eylemlerine uyan kanun maddeleri gösterilerek cezalandırılmaları istemi ile dava açmıştır. Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulan Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Teoman EKŞİOĞLU,Hüseyin GÖRÜM,Zeki Yurdakul ÇAĞMAN, Mahmut ÖZTÜRK,Atilla ERER,Nihat GÜRKAN,Sinan BERBEROĞLU, Orhan KADI,Saim ÖZDEN,Mehmet ATMACA, Nusret ARAŞ ve Osman MUTLU isimli şüpheliler hakkında ise , suç işlemek amacıyla kurulan ve 5-10-11 Mayıs 2006 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi idare binasına el bombası atılması, 17.05.2006 tarihinde de Danıştay 2.Daire Başkan ve üyelerine yapılan silahlı saldırıyı gerçekleştiren silahlı örgüte yardım ettikleri şüphesi ile soruşturma yapılmış ise de, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işledikleri konusunda haklarında kamu davası açmaya yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bahisle Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiştir. Dava, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK.250. If you have any concerns relating to the place and how to use
Mersin Escort Bayan, you can call us at our own web-site. 2006/158 Esas No sayılı dosyasında görülmeye başlanılmıştır. Bu aşamadan sonra, kollukça alman bir telefon ihbarı değerlendirilerek 12.06.2007 tarihinde İstanbul Ümraniye ilçesindeki bir evde 27 adet el bombası ele geçirilmiştir.
Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğuna dair açıklamalara ilgili bölümde ayrıntısı ile yer verilmiştir. Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'ın düzenlenmesine önayak olduğu Azerbaycan ile ilgili açık hava gösterisinde Semih Tufan GÜLALTAY, Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları soruşturma evrakına ekli fotoğraflardan anlaşılmaktadır. Ertuğral YILMAZ'ı Avrupa'da PKK'yla mücadele eden, çatışan, kahraman bir vatan evladı olarak Muzaffer TEKİN'in tanıttığını, tahminen 2000 yılında Muzaffer TEKİN'in kendisine Ertuğrul'un Türkiye'ye geldiğini söylediğini ve şahısların kendisini Kolordu bahçesinde ziyaret ettiğini, şahıslarla oturup sohbet ettiklerini, burada Ertuğrul YILMAZ'ın kendisine Avrupa'da PKK'ya yönelik çalışmalardan bahsettiğini, hatta Avrupa'da PKK’lıların uyuşturucu ticaretini engelleyen kişi olarak tanıttığını, başka bir zamanda eşli olarak Muzaffer TEKIN’le birlikte Ertuğrul YILMAZ'ın oğlunun sünnet yemeğine bile gittiğini, daha sonra Ertuğrul YILMAZ'ın yurtdışına çıktığını, Harp Akademileri Almanya gezisine gitmeden önce Ertuğrul YILMAZ'ı cep telefonundan aradığını ve Berlin'de görüşmek istediğini söylediğini ancak şahıs kendisine Almanya dışında olduğunu söylediğini, başkaca herhangi bir görüşmelerinin olmadığını, Ertuğrul YILMAZ öldürüldükten sonra Muzaffer TEKİN'in telefonla kendisine Ertuğrul YILMAZ'ın Almanya'da öldürüldüğünü söylediğini, vatansever bir Türk evladının şehit edildiğini düşündüğünden üzüldüğünü, Ertuğrul YILMAZ'ı PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği için şehit olduğunu düşündüğü için resmi elbiseyle Kadıköy Söğütlüçeşme'de cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'in de orada olduğunu, hatta Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'ın köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'ın akrabalarıyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, oradayken mevlüt merasimine Sedat PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'in de katıldığını gördüğünü, burada Atilla PEKER’le tanıştığını beyan etmiştir.